Sanatçının ateşle imtihanı: Cam sanatı nedir? Sanatçının ateşle imtihanı: Cam sanatı nedir? - hobiderya.com Sanatçının ateşle imtihanı: Cam sanatı nedir?

Cam ve cam eşyaların tarihi, neredeyse uygarlık tarihi kadar eskidir. Sanatçının ateş üstünde dansı: Cam Sanatı yüzyıllardır sanatçılar tarafından aşkla ve maharetle icra edilen sanat dallarından biridir. Cam İslam mimarisine “Revzen” adı verilen alçı pencerelerle girmiş, kandil, bardak, sürahi ve tabak gibi günlük eşyalarda geniş ölçüde kullanılmıştır. Cam sanatı ve işleri, XII. yüzyıl sonlarında “Memluk” ve “Eyyubi” dönemlerinde en parlak düzeye ulaşmıştır. “Selçuklu” ve “Artuklu” dönemlerinde ise “şemsiye” adı verilen bombeli camlar üretilmiştir. Selçuklular döneminde cam sanatının son derece gelişmiş olduğu-az sayıda da olsa- günümüze ulaşan örneklerden anlaşılmaktadır. Sanatçının ateşle imtihanı: Cam sanatı nedir?

*

Konya Beyşehir Gölü kıyısında, 1. Alaaddin Keykubat’ın yaptırdığı “Kubadabad Sarayı” kazılarında mavi, yeşil, kahverengi, mor, sarı renkli yuvarlak veya bombeli pencere camları, farklı renklerde kadehler, ayrıca şişe ve tabaklar bulunmuştur. Bu örnekler dikkate alındığında Selçukluların cam işlerini hem elde, hem de çarkta yaptıkları anlaşılmaktadır. Oyma, kesme ve perdahlama tekniklerini kullanarak cam eserlere desen vermişlerdir.

Osmanlı Döneminde Cam Sanatının Gelişimi

Osmanlı Devleti döneminde ise, yeni teknikler geliştirilerek, cam işçiliğinde büyük ilerleme kaydedilmiştir. İstanbul Bostancı Ocağı’nın bir kolu olarak, Camcılar Ocağı kurulmuştur. Camcı esnafı, Osmanlılar döneminde sağlam bir esnaf örgütü yapısına sahipti. “Camgeran” adı verilen camcı ve şişeci esnafının diğer loncalarda olduğu gibi nazır, kethüda, nâkib, çavuş, yiğitbaşı, duacı ve sahib-i kârhane denilen, atölyeleri olan ustaları vardı. Bunlar üretim kalitesini ve fiatları kontrol ederler, belirlenmiş kurallara uymayan esnaf, nazır tarafından denetlenerek suç işleyen ustalar cezalandırılırdı. Cam takan, cam satan esnaf ise, doğrudan “Mimarbaşıya” bağlı olarak çalışıyordu.

Cam atölyeleri Eğrikapı’da “Tekfur Sarayı” çevresinde toplanmıştı. Bakırköy “Baruthane-i Amire” çevresinde de, parlatma atölyeleri, camhane, güherçile kazan ve ocakları bulunuyordu. Kanuni Sultan Süleyman’ın “Rodos Seferi” sırasında, Osmanlılar camdan yapılmış humbaralar (el bombası) kullanmıştır. III. Murat Han’ın oğlu Şehzade Mehmet’in sünnet düğününü resmeden Surname-i Hümayun’daki minyatürlerde çeşitli sanat kollarını temsil eden loncaların Sultanahmet Meydanı’ndaki geçidinde camcı esnafına da yer verilmişti. Türk mimarisinde camın geniş uygulama alanı bulduğu revzenler, hem alçı, hem cam sanatı açısından büyük önem taşır. Başta “Topkapı Sarayı” , “Süleymaniye” , “Mihrimah” , “Rüstem Paşa” ve “Sultan Ahmet” gibi büyük camilerde bu tarz eserleri harika örnekleri bugün de pek çok yerli yabancı turisti kendine hayran bırakmaktadır.

CAM SANATI konularında ayrıntılı bilgilere ulaşmak için BURAYA TIKLAYINIZ.

 

Sanatçının ateşle imtihanı: Cam sanatı nedir?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir