Voleybol’un atası sayılan “Mintonette” adlı oyun ilk olarak 1885 yılında, Amerika Birleşik Devletleri’nde, oynandı. Massachusetts eyaletine bağlı Holyoke kentinde, YMCA kuruluşunda işadamlarına beden eğitimi yaptırmakla görevlendirilmiş genç bir beden eğitimi öğretmeni olan William G. Morgan; voleybol sporuna benzer ilk oyunu kendi çabasıyla Eğlence voleybolu adıyla icat etmişti. File üstünde mücadele ve estetik: Voleybol spor dünyasındaki yerini almış oldu. File üzerinde mücadele: Voleybol nedir?
“Young Men’s Christian Association” ın (YMCA), Türkçe’si: Genç Erkekler Hristiyan Birliği kuruluşunun kısa adı… Asıl amacı halk arasında misyonerlik faaliyeti olarak bilinen toplumsal çalışmalar yaparak Hıristiyanlığı yaymak olan bu kuruluş; o yıllarda kurduğu teşkilat ağıyla adeta bütün dünyayı sarmış olan çok kalabalık üye grubuna sahip bir misyoner derneğiydi.
Willam G. Morgan, bu derneğin Holyoke kentindeki şubesinde iş adamlarına önceleri standart egzersiz hareketleriyle beden eğitimi yaptırırken; bir süre sonra, sağlık için katlanılan bir eziyet haline gelen çalışmaları sıkıcılıktan kurtarmak gerektiğini fark etti. Eğlenceli, oyun niteliği ve mücadele ortamı sağlayan bir çalışma yöntemi aramaya başladı.
Eğlence Voleybolu
1891’de gene bir YMCA öğretmeninin, James Naismith’in bulduğu basketbol oyunundan yararlanabilirdi ama bu oyun koşuya dayanan, çarpışmalara yol açan, gençlere yönelik bir oyundu; yaşlılara göre değildi. Tenis vardı ama onu oynamak için de hem raket hem de çevresi tellerle çevrilmiş düzgün bir alan gibi gerekli araçlar; her zaman her yerde bulunması oldukça zordu. Üstelik de, tenisi iki veya en çok dört kişi oynayabiliyordu.
William G. Morgan daha fazla sayıda insanı, daha kısa bir sürede, topluca, fazla yorucu olmayan bir hareketliliğe sokmak istiyordu. Yeni bir oyun düşündü. Tenis ağını yükseltip yerden 1.80-1.90 metre yüksekte gerdi. Uzun boylu bir insanın başı hizasında bulunuyordu yeni spor voleybolun filesi. Basket topunun iç lastiğini çıkarıp top olarak kullandı. (O zamanki basket toplarının dışı deri olur, içlerine lastik kese sokulup şişirilirdi.) Filenin iki yanına geçen iş adamları bu lastiği kendi alanlarında yere düşürmemeye, filenin öbür yanına atmaya çabalıyor, parmakları, avuçları, yumrukları, kollarıyla istedikleri gibi vuruyorlardı.
VOLEYBOL konularında daha fazla bilgiye ulaşmak için BURAYA TIKLAYINIZ.