İletişimin yazılı ve sözlü boyutu: Edebiyat nedir?İletişimin yazılı ve sözlü boyutu: Edebiyat nedir? - hobiderya.com

Edebiyat veya diğer söyleyişle yazın, yazarın duygu ve düşüncelerini, mesajını okura iletme amacının dışında okuyanın estetik bir zevk, tat almasını da sağlamak amacıyla kaleme aldığı; veya böyle bir amaç gütmese dahi içerik ve biçimsel açıdan söz konusu kalite düzeyine ulaşmış yazılı eserlerin tümüne verilen isimdir. Sanatsal anlatım: Edebiyat üzerine söylenebilecek çok şey var aslında… Edebiyat, Düşünce ve duyguları edebi sanatları kullanarak, kelimelerin gücünü, seslerin ahengini metne yansıtarak; güzel ve etkili bir biçimde anlatma sanatı, bir anlatım biçimi olarak da tanımlanabilir. Herhangi bir yazılı eserin, metnin edebiyat eseri sayılabilmesi için bazı özellikleri yani sanatsal değerleri taşıması gerekir. Edebiyatın ne olduğunu anlayabilmek için onun, günlük konuşma dilinden, ve düz yazıların dilinden farklı olan taraflarını ortaya koymak gereklidir. İletişimin yazılı ve sözlü boyutu: Edebiyat nedir?

Edebiyat genel olarak, düşünce ve duyguları güzel ve etkili bir biçimde anlatma sanatı olarak tanımlanabilir ancak her sözlü anlatım veya yazılı metin edebiyat tanımı içerisine dahil edilemez. Mesela, amacı okuyuculara estetik bir lezzet yaşatmak olmayan ve sadece onları bir konuda aydınlatmayı hedefleyen; teknik bilgileri ihtiva eden eserler (bilimsel makale veya kitaplar, gazete haberleri gibi) edebiyat tanımı dışında değerlendirilir. Ancak bazı edebiyat eleştirmenleri ve yazarlar, bilimsel eser ve haberlerin de edebi değer taşıyabilecek bazı niteliklere sahip olabileceği gibi; hiç bir sanatsal kaygı ve özellik taşımayan şiirlere de rastlanabileceğini vurgulayarak bu tanıma karşı çıkmışlardır.

Edebiyat Kuramları

Edebiyat, sınırları önceden belirlenmiş şekil ve kurallara göre tasavvur edilerek şekillendirilen bir zihinsel üretim midir? Yoksa başlarken hiç bir kurala bağlı kalınmadan, tasarım yapılmadan, çalışma esnasında bilinçaltı ve geçmiş tecrübelerin ışığında doğaçlama gelişen ve oluşturulan özgün bir üretim midir? Bu sorular Eski Yunan Felsefecileri tarafından tartışıldığı günlerden bu yana her zaman tartışma konusu olmaya devam etmektedir. Bu kapsamda,  edebi metinlerin içerik ve teknik açıdan üretimini sorgulayan iki ana görüş vardır.

Edebiyatta Kurgucu Anlayış

İlk temsilcisi Ünlü düşünür Aristoteles, Poetika adı eserinde, tragedyayı enine boyuna incelerken kurguyu ön plana çıkartmış ve sanatsal dışa vurumu ikinci planda bırakmıştır.

Edebiyatta Dışa Vurumcu Anlayış

Milattan sonra 1. Yüzyılda Eski Romalı düşünür Longinus, Peri Hypsous (Yücelik Üzerine) adlı eserinde; bir eserin sanatsal değerinin, içindeki coşku miktarı ile ölçülebileceğini öne sürerek, kurgucu anlayışı reddetmiştir.
Tarih boyunca bu iki anlayıştan birini öne çıkaran çok sayıda edebi eser kaleme alınmış; 20. Yüzyıl’dan itibaren müellifler tarafından her iki anlayışın bir arada yansıtıldığı eserler ortaya konulmuştur. Mesela: James Joyce’un Ulysses adlı romanı hem etkili bir kurgucu anlayış örneği, hem de dışa vurumun en abartılı ve yoğun kullanıldığı bir eser olarak, bu alanda devrim sayılabilecek bir çalışmalardan biridir.

Konuşma ve düz yazı dilinde, dil bir araçtır. Doğruyu araştırma, ortaya koyma, başkalarına iletme aracıdır. Konuşma ve yazı dilinde sözcükler görevini yaparken önemli olan, okuyucu kitle üzerinde meydana getireceği sonuçlardır. Sonuç yani amaçlanan şey, onu okuyan, ya da dinleyende ortaya çıkan değişimdir. Düşüncelerimizi ifade ettiğimiz sözcükleri nasıl biçimlendirdiğimizi unuturuz. Onlar aracılığı ile düşüncemizi ilettiğimiz kişi de onların nasıl kullanıldığına dikkat etmez. Sözcükler unutulur, taşıdıkları anlam odak noktası olur. Dil, bizi doğrudan doğruya diğer insanlarla, eşya ve düşüncelerle karşı karşıya getirir.

EDEBİYAT hakkında daha detaylı bilgilere ulaşmak için BURAYA TIKLAYINIZ.

İletişimin yazılı ve sözlü boyutu: Edebiyat nedir?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir